2 Nisan 2015 Perşembe

EKRANLARA ERKEN VEDA EDEN 3 DİZİ


Bu sezon televizyon sektörü çok tahammülsüz. İşte ekranlara daha sezon başında veda eden üç dizi... Bunlar, yayından kaldırılanların sadece 3 tanesi...

Bana Artık Hicran De

Neden izlemeliydik: Ekranda uzun zamandır böylesine lezzetli bir kurgu görmemiştik. Üstelik karakterler de hayli ilgi çekici niteliklere sahip. Mesela Aslı Enver'in canlandırdığı Hicran, babasıyla birlikte vitray yapan bir kız. Yani sıradan bir "sessiz sakin/kendi halindeki fakir kız" değil. Onu gerçekçi kılan bir kişilik analizi var. Enver rolünün duruluğunu, gerçekliğini çok güzel yansıtıyor. Hani başka bir oyuncu bu rolü canlandıramazdı gibi. Merhamet dizisiyle tanıdığımız Elif Ceren Balıkçı ile çok sahici bir ana-kız olmuşlar. Dizinin jön kadrosu da hayli iddialı: Buğra Gülsoy ve Alican Yücesoy. Bir de ilk bölümdeki araba kazası sahnesini, o sahiden de "Hollywood'u aratmayan" sahneyi gördükten sonra diziyi gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz.

İzlemesek de olurdu: Merhamet'te Narin'in küçüklüğünü canlandıran Elif Ceren Balıkçı ve sürekli olarak yapılan flashback'ler akıllara Merhamet'i getiriyor. En azından anımsatıyor. Bu nedenle özgünlük noktasında biraz şüpheye düşüyor izleyiciyi.

Sil Baştan



Neden izlemeliydik: Dizinin konusu ilginç. Tanınan, bilinen, ünlü sekiz ismin okuldan rüşvetle mezun olduğu açığa çıkar ve tekrar okumaları için okula geri dönmek zorunda kalırlar. Emre Kınay gibi başarılı bir oyuncu ve kızların sevgilisi Murat Dalkılıç'ın bu dizide yer alması diziyi izlemek için sebep olarak gösterilebilir. Umutsuz Ev Kadınları'nda Kudret'e hayat veren Cenk Ertan'ın eğlenceli ve sahici oyunculuğunu da es geçmemek lazım.

İzlemesek de olurdu: Sergen Yalçın'dan, Murat Dalkılıç'tan, Dilara Gönder'den oyuncu mu olur! Hatta Gönder'den olmadığını daha önce Nee Diyosun adlı dizide görmüştük. Yalçın ne alaka peki? Eğer o da oyuncu olarak bir dizide yer alabiliyorsa ben, sen, karşı komşu, karşı komşunun eltisi ve karşı komşunun eltisinin kaynı da pekala oyuncu olabilir. Diziyi kapatıp bir oyunculuk kursuna gidelim biz iyisi mi...

Benim Adım Gültepe


Neden izlemeliydik: Ayça Bingöl ve Muhteşem Yüzyıl'ın Cihangir'i olarak tanıyıp sevdiğimiz Tolga Sarıtaş için izlenebilir.

İzlemesek de olurdu: "Kanal D'nin yaptığı her dizi tutar" sisteminin çöktüğünün kanıtı olan bir dizi daha... Halbuki eskiden Öyle Bir Geçer Zaman Ki salının, Yaprak Dökümü çarşambanın ve Aşk-ı Memnu da perşembenin dizileriydi, öyle değil mi? Benim Adım Gültepe olmamış. Hem de hiç olmamış. Dizide o kadar çok yan karakter var ki, zaman zaman ana karakterlerden rol çalıyorlar ve bu da kafaları karıştırıyor. "Kim kimdi?" oluyorsunuz, "Şununla onun arasındaki bağlantı ne?" diye soruyorsunuz. Sanki birkaç farklı dizinin alelacele birleştirilmiş kolajı gibi geliyor Benim Adım Gültepe. Ayrıca niçin her dizide illa bir "ben/sen" olup bir "ad takma" olayı var: Bana Artık Hicran De, Benim Adım Gültepe. Hem de bunlar aynı kanalın dizileri... Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de de birlikte oynayan Ayça Bingöl ve Mete Horozoğlu'nun ise yeniden, hem de yine "nostaljik" bir projede yer araya gelmesi de pek güzel olmamış. Yol yakınken başka bir diziye sarın siz...

2 yorum: